Kara Hayal Rıhtım’ı Üzgünce Sunar:

Kuşlar Nerede Ölürse


Sayfayı Çevir

Bob Seger’in Turn the Page şarkısının çevirisidir.


SAYFAYI ÇEVİR

Omaha’nın doğusunda uzun ve ıssız bir otobanda
Motoru dinleyebilirsin, tek notalık bir şarkı gibi inildeyen
Önceki gece tanıdığın kadını düşleyebilirsin, ya da kızı

Ve düşüncelerin yakında başıboş dolaşacak her zamanki gibi
On altı saattir yolda olduğunda ve yapacak pek bir şey yokken
Yolculuğu çok sevmiyorsun, dilediğin keyifli bir gezinti

Ama buradayım, tekrar yollarda
Buradayım, sahnenin üzerinde
Gidiyorum, yıldızı oynayarak tekrar
İşte gidiyorum, sayfayı çevir

Bir restorana girersin, yoldan kopmuş
Ve bakışları üzerinde hissedersin, soğuğu üstünden silkelerken
Seni sıkmıyormuş gibi davranırsın, ama tek istediğin onlara patlamaktır

Bazı zamanlar duyarsın ne konuştuklarını, bazı zamanlar duyamazsın
Her zamanki eski klişeler: bu bir kadın mı yoksa bir adam mı?
Ve kalabalık oldukları için, karşı çıkmaya cesaret edemezsin

Ve buradayım, tekrar yollarda
Buradayım, sahnenin üzerinde
Gidiyorum, yıldızı oynayarak tekrar
İşte gidiyorum, sayfayı çevir

Orada sahne ışıklarının altında, milyonlarca mil uzaktasın
Her enerji zerresini atmak istiyorsun
Ve de vücudundan yayılan tatlı teri, çaldığın müzik gibi
Akşam ilerlerken, yatağında uzanmışsın gözlerin açık
Hoparlörlerin yankısı kafanın içinde çalıyor
Günün son sigarasını içerken, düşlüyorsun kızın ne dediğini.


Hiç yorum yok:

Kuşlar Nerede Ölürse

Rıhtım rüzgarında iki yeni şiir eşliğinde yeni bir hikaye savruluyor.

Kuşlar Nerede Ölürse, ve rıhtım sessizliğe bürünüyor.

Ekim 2007

Rıhtımda Yabancı

...Yabancının ayak sesleri bu uzak, unutulmuş rıhtımın taşlarında yankılanıyor. Yabancı yalnız. Soğuk havayı soluyor, tütün dumanı gibi çekiyor ciğerlerine derin derin. Rıhtım ışıkları sırayla dizilmişler, donukça yanıyorlar, seyretmek keder veriyor. Deniz bezgince ıssız iskelenin ayaklarını okşuyor. Katran renkli ahşap gıcırdıyor. Yabancı iskelenin ucunda, kıpırtısız. Rüzgar uğulduyor.

Berrak ve serin gecelerde ve puslu öğlenlerde ben de durdum orada. Denizden esen rüzgarı içime çektim, kahverengi bir sobanın ısıttığı rıhtım kahvesinden gelen kahve kokusu eşlik etti rüzgara. Deniz ötelere uzanıyordu. Cezbedici, kederli, durgun deniz... Başka nerede, nereye bakarken hayal kurabilirdim ki?

Şimdi yabancı duruyor iskelenin ucunda. Kara Hayal Rıhtımı'nda, denizin bir zamanlar bana fısıldamış olduğu hikayelerle beraber, ve tamamen tek başına...

***


Kara Hayal Rıhtımı'nın, bu kişisel hikaye ve şiir sitesinin beğenilmesi dileğiyle...


A. Erman Kulunyar

Şubat 2007

Sitede bulunan tüm yazıların ve resimlerin hakları sahiplerine aittir, çalan çırpan hunharca lanetlenecektir. Yazıları en iyi niyetlerimle sunsam da elimden gelenin en iyisi kesinlikle bu değildir. Hikayeleri istediğiniz şekilde bilgisayarınıza indirebilir, word’de daha okunaklı bir hale sokabilirsiniz.